Nar Reçeli

Reçeller, özellikle de ev yapımı reçeller kahvaltı sofralarının vazgeçilmezleridir. İlkbahar ayında çilek reçeli, sonbahar ayında vişne reçeli, yazın yaz meyvelerinden oluşan reçeller ve kış geldiğinde portakal kabuğu, ayva reçelleri kahvaltı ve ara öğünlerde harika yiyeceklerdir. Nar reçeli, günümüzde çok fazla bilinmese de kırmızı rengi ile vişne reçeli gibi tatlı, muhteşem, beğenilen ve mutlaka denenmesi gereken reçeller arasındadır. Kızarmış ekmek üstüne sürülen tereyağı çocuklar için iyi bir besleyicidir

Kışı bize sevdiren meyvelerden narın doyum olmayan tadını bütün bir yıla yaymak isteyenler toplansın. Kızıl ötesi ışıltılı nar taneleri, şimdi sıradışı bir reçel! Portakalın, mandalinanın, cevizin, sütün, mayhoş limonun, acı biberin dahi reçeli olur da narın olmaz mı hiç? Bir oturuşta yeyip bitireceğiniz ekmeği üzerine paspas yapacağınız türden hem de. Yumuşacık cheesecakeler, meyveli crumblelar, efsane cuplar, ferahlatan şerbetler, iştah açan kekler, büyüleyen browniler baştan çıkaran göz alıcı sunumlarına hep nar reçeliyle ulaştılar. 

Parlak kırmızı renginin göz alıcılığının yanı sıra faydalarıyla da çok dikkat çeken bir meyvedir. Nar suyunda bulunan antioksidanlar serbest radikallerin giderilmesine, hücrelerin zarar görmemesine ve iltihaplanmanın azaltılmasına yardımcı olabilir. Antioksidan yönünden meşhur olan yeşil çaydan üç kat fazla antioksidan içerir. İçeceğiniz bir bardak nar suyu günlük C vitamini ihtiyacının yüzde 40’nı karşılar. Çeşitli meyve suyu üzerinde yapılan araştırmalarda nar suyunun prostat kanserinde en etkili içecek olduğu ortaya çıktı. Nar suyundaki antioksidanların ve yüksek konsantrasyonlarının Alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurduğu ve hafızayı koruduğunun yanı sıra, bağırsaktaki iltihaplanmayı azaltır. Crohn hastalığı, ülseratif kolit ve diğer inflamatuar barsak hastalıkları olan kişiler için faydalıdır.

Nar en doğal kalp ilacıdır. Kalbi korur damarları onarır. Yapılan araştırmalar narın kan akışını iyileştirdiği ve damar tıkanıklığını önlediğini ortaya çıkarmıştır. Kanımızdaki oksijen seviyesini pompalamaya yardımcı olur. Narda bulunan antioksidanlar, serbest radikallerle savaşır, kolesterolü düşürür ve kanın pıhtılaşmasını önler. Bütün bunlar nihayetinde kanın serbestçe akmasına ve böylece vücudunuzdaki oksijen seviyesinin artmasına yardımcı olur. Kraliçe Margaret Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, nar suyunu içen insanlar, stresli durumlarda artmış olan bir stres hormonu olan kortizol seviyelerinin daha düşük olduğunu gösterdi. Bu kadar faydayı okuduktan sonra narı mutfağınızdan eksik etmeyeceğinize eminim.